GÜZEL KONUŞMA NEDİR ? Güzel Konuşmak Nedir ? Güzel ve etkili konuşmayı çoğunlukla eksik tanımlar ve anlarız. Güzel konuşma bir spikerin, bir tiyatro sanatçısının, kendisine verilen metni veya düşünceyi tonlama, vurgu ve benzeri kurallara bağlı kalarak canlandırması şeklinde sanılmaktadır. Oysa bu güzel ve etkili konuşmanın yalnızca bir yönünü oluşturmaktadır. Sadece kulağa hoş gelen duygu ve dileklerin dışa vurumu konuşmanın tamamı değil yalnızca bir bölümüdür. Güzel konuşma bir kimsenin başkaları karşısında, önceden planlanmamış bile olsa duygu, dilek ve düşüncelerini etkili bir biçimde anlatma becerisidir. Bu yüzden güzel konuşma tıpkı okumada olduğu gibi, beyinden başlayarak vücudumuzdaki birçok organın birbiri ile uyum içinde çalışması ile oluşan bir yetenek, alışkanlık, beceri ve sanat olarak tanımlanabilir. Güzel konuşma; yerine, zamanına, kişisine uygun olarak yapılan konuşmadır. Neyi, nerede, ne zaman, kime nasıl söyleyeceğini bilen bir kişinin güzel konuşmayla ilgili önemli bir problemi yok demektir. Konuşmak yalnızca düz bir iletişim aracı değildir. Kişinin tüm duygularının yanı sıra düşüncelerini de çevresine ulaştırabildiği en etkin yoldur. Peki güzel konuşmak bu kadar basit midir ya da güzel konuşmanın belli başlı kuralları ve bir düzeni var mıdır? Sözlü anlatımda konuşmacının önünde geniş bir zaman, tekrar tekrar okuma ve düzeltme imkânı yoktur. Bu sebeple usulüne uygun etkili ve güzel bir konuşmaKONEF GAZİANTEP
Güzel Konuşmak İçin ne yapmalı
Güzel Konuşmak İçin ne yapmalı Hangimiz güzel ve akıcı konuşmak istemez ki? Güzel Konuşmak İçin ne yapmalı ? Güzel konuşmanın anahtarı hiç şüphesiz iyi bir diksiyon. Diksiyonu düzgün olanların iş ve sosyal yaşamlarında daha başarılı oldukları da bir gerçek. Hatta bu isimlerin kitleleri peşinden sürükleyen bir lider olmaları da kaçınılmaz. Dolayısıyla diksiyon ve güzel konuşma bu kadar önemliyken üzerinde durmamak olmaz. Forbes dergisi çeşitli şirket ve kuruluşların sözcülerinin güzel konuşma taktiklerini yazmış. Dilerseniz bu önerileri deneyerek siz de diksiyonunuzu ve konuşma şeklinizi iyileştirebilirsiniz. Floyd Abrams (Cahill Gordon Hukuk Bürosu avukatı): Ünlü avukat Abrams, çok konuşmanın ne kadar zararlı olduğunun altını çiziyor. “Çok fazla konuşursanız sıkıcı olursunuz ve tekdüzeliğe düşersiniz. Konuşmanızı sanki iki kişinin arasında geçen diyaloglara benzetin. Böylece jargon derdinden kurtulursunuz.” Ari Fleischer (Eski Beyaz Saray Basın Sekreteri): Fleischer de kısa ve öz konuşmanın önemini vurgulayanlardan. “Konuşmanızı gazetelerin manşetten verdikleri haberlerde kullandıkları dile benzetin. Konuşmanıza ileriye dönük tahminler ekleyin, karşıtlık ilkesini kullanın ama gerçekçi araştırmalarla bunu destekleyin. Eğlendirici olun. Kalabalığa ulaşmak için gerekirse kendinizi aşağılayan anektodlara başvurun. Uzun konuşmayın. 40 dakikadan sonrası sıkar.” Jim Gill (Bryan Cave Hukuk Bürosu avukatı): Güzel konuşmak için gerekli olan en önemli şeyin espri kabiliyeti olduğunu söylüyor. “Mizah her zaman geçerli bir yol. Ama taşıKONEF GAZİANTEP
Konuşmada nefes teknikleri
Konuşmada nefes tekniklerinin önemi Konuşmada nefes teknikleri ve önemi Yaşam sürüp giderken sürekli olarak nefes alıp veririz. Nefes alıp verirken bunu nasıl yaptığımızı düşünmeyiz. Ama topluluk karşısında konuşmalar yapıyorsanız alıştırmalarla nefesinizi geliştirmeniz gerekir. Aslında sesini, dolayısıyla nefesini kullanmak zorunda olan herkes nefes alış verişini kontrol altına alarak, bilinçli bir hareket haline getirmelidir. Konuşma yaparken veya şarkı söylerken nefes alış verişinde göz önünde tutulması gereken noktalar şunlardır: Nefes: 1- Derin, 2- Sık, 3- Çabuk, 4- Düzenli, 5- Yumuşak, 6- Gürültüsüz alınmalıdır. En önemlisi gürültülü nefes alma büyük bir kusurdur. Dinleyiciyi rahatsız eder ve bu halin önüne geçilemezse konuşmacının konuşma kalitesini düşürür. Genel olarak burundan nefes alınması gerekse de, konuşmanın en sağlıklı şekilde oluşturulabilmesi ve diksiyonun anlaşılabilmesi için bazen ağızdan nefes almak da gerekebilir. Konuşmacı, konuşma yaparken burundan nefes alacak kadar zaman bulamadığında ve duraklama zamanlarının kısaltılması gerektiğinde sözler seri bir şekilde hızla söylenirken duraksama zamanları kısalır, solunum gittikçe sıklaşır ve o zaman sadece burundan nefes almak yeterli olmaz. Böyle hallerde ağız ve burundan beraber nefes almak gerekir. Şarkıcı, oyuncu, öğretmen, sunucu gibi konuşmacılar sözlerini genellikle ayakta söylediği için, bulunduğu pozisyonuna uygun olarak nefesini ayarlamak zorundadırlar. Nefes verirken onu tutumlu kullanmak ve nefesi birden vermemek gerekir ki, uzun cümlelerin sonuna kadar nefesini yetirebilsin, cümlenin anlamınıKONEF GAZİANTEP
İyi bir konuşmacı nasıl olmalı
İyi Bir Konuşmacı, Konusuna Hakimdir İyi bir konuşmacı nasıl olmalı ? İster kalabalık bir gruba konferans veriyor, isterse arkadaş sohbetinde anısını anlatıyor olsun, ne söyleyeceğini bilir; kendine, bilgisine ve birikimine olan güvenini karşıya aktarır. Bunu sağlayabilmek için de çok yönlü bir ön hazırlık yapar. Kendisine yöneltilebilecek soruları yanıtlayabilecek, ya da en azından doğru yönlendirebilecek kapasitededir. Bilgi dağarcığının zenginliği, düşünsel yetkinliğini de arttıracak, neyi ne kadar söylemesinin daha uygun olacağına, dinleyicisini gözeterek, kolayca ve doğru olarak karar verebilecektir. Çünkü, konusuyla ilgili tüm ayrıntılar dinleyenleri ilgilendirmeyebilir. Bu durumda kişinin bir seçme yapması gerekecektir. Konusunun bütününe olan hakimiyeti, gerekliyi gereksiz den ayırt edebilmesini, seçenek sunabilmesini ve anında değişim yapabilme esnekliğine sahip olmasını getirecektir. İyi Bir Konuşmacı, Titiz Bir Planlamacıdır Anlattıklarının dinleyiciyi yormadan kolayca kavranmasını isteyen konuşmacı, aktaracaklarının ilgi ve önemine göre bir sıralama yapar. Ancak bu sıralamayı yaparken, kişinin dikkati, konu-dinleyici ilişkisinin doğru olarak saptanması üzerinde yoğunlaşır. Diğer bir deyişle konuşmacı, aynı konuyu farklı gruplara, farklı bir sıralamayla anlatır. Çünkü planlamayı belirleyen, dinleyenlerin nitelikleridir. Bu nedenle, bazen ana düşüncelerin, bazen de destekleyicilerin sıralamadaki yerleri değişebilir. İyi Bir Konuşmacı, İyi Bir Gözlemcidir Çevresinden algıladıklarını, duyguları ve birikimiyle harmanlayıp, eyleme dönüştürebilir. Kendini çevreleyen dünyaya, çevresindeki insanlara, olaylara ve durumlara karşı uyanıktır. Bunlarla ilgili gözlem veKONEF GAZİANTEP
Etkili İletişim Kurmanın Yolları ve Teknikleri
Etkili İletişim Kurmanın Yolları ve Teknikleri Etkili İletişim Kurmanın Yolları ve Teknikleri İletişim her türlü duyguyu, düşünceyi ister konuşarak ister yazılı olarak isterse beden dili kullanarak ya da başka yollar deneyerek kişinin karşı tarafa aktarım yapmasıdır. İletişim sadece konuşmak yoluyla yapılmaz. Eskiden insanların birbirlerine duman yoluyla haber gönderiyor olmaları hatırlanırsa bu karşı tarafa bir durum aktarımı olduğu için iletişim kapsamına girmektedir. Olaylar karşısında sessiz bir şekilde durmak bile bir iletişim sağlamak demektir. İletişim kurmak basitken iletişim neden önemlidir? İyi bir iletişim kurmak için kullanabileceğimiz yöntemler; İyi bir iletişimin olmazsa olmazı dinlemektir. Yapılan araştırmalara bakıldığında aslında insanların dinleme oranları arttığı ve söylenenlerin sonunu sadece tahmin ederek karşı tarafla iletişime geçtikleri için pek çok sorunla boğuşmak zorunda olduklarını ortaya koymuştur. İletişim kurarken karşınızdaki insanı dinlemek yerine sürekli olarak lafını bölmeyin ya da konuşmanın devamını tahmin etmeye çalışmayın. 1.Güven Vermek ; Güven her kapının anahtarıdır. İyi bir iletişimin de anahtarı güvendir. İletişim kurarken karşı tarafa güven vermek aslında etkili bir iletişimde ilk adımdır. Saygı Duymak; İletişim saygı kökenlidir. İnsanlar saygı duymadıkları kişilerle iletişim kurmazlar ve bu kişilerden uzak dururlar. İyi bir iletişim kurmak için saygı duymak gerekir. İyi Bir Dinleyici Olmak; İyi bir iletişim kurmak isteyen kişiler iyi bir dinleyici olabilirler, saygı duyabilirler ancakKONEF GAZİANTEP
Özgüven nedir
ÖZGÜVEN NEDİR? Özgüven nedir , bireyin kendisinden memnun olması, kendisi ve çevresiyle barışık yaşaması demektir. Diğer yandan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik, boyun eğme, aşırı uyum gösterme, yalnızlık, eleştirilere karşı hassas olma, güvensizlik, depresyon, aşağılık duygusu ve sevilmediğini hissetme gibi kavramlarla tanımlanabilir. ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ NASIL GELİŞİR? Kendini veya yeteneklerini çok acımasız bir şekilde eleştirmek. Olayların sonuçlarını, gerçekte olduklarından daha kötü bir şekilde değerlendirmek. Gerçekçi olmayan hedefler belirleme. Başarısızlık korkusu. Başarısızlık, hayal kırıklığı gibi olumsuz olayları bir deneyim gibi algılamaktansa, bunların üzerinde fazla durmak. Örneğin; bir dersinizden kaldığınızda, kendinizi bir dersten kalmış, iyi bir insan olarak düşünmektense, işe yaramaz ve başarısız biri olarak düşünmek. Bunu biraz açarsak hepimiz zaman zaman “Ah ben ne beceriksizim”, “benden adam olmaz”, “zaten şu işi başarsaydım alim olurdum” vb. bir sürü olumsuz yükleme yapmışızdır kendimize. Esasında bu yüklemelerimiz gelecekte gerçekten bize pahalıya mâl olmakta. Bizleri pasif, çekingen, özgüveni olmayan, arka planda kalmayı tercih eden bireyler haline getiriyor. Her şeyden korkar oluyoruz ve içimizde bulunan girişimcilik ruhunu yok ediyoruz. Özgüven ile hayattaki başarılarımızın doğru orantılı olarak birbirini tamamladığı göz önünden kaçırılmaması gereken bir nokta. Bizler başarılı olduğumuz, üzerinde defalarca alıştırma yaptığımız bir konuda daha az hata yapma olasılığına sahibiz. Sizlere hata yapmayacağımızı söylemiyorum ama gerçektenKONEF GAZİANTEP
Etkili ve Güzel Konuşma Teknikleri
Etkili ve Güzel Konuşma Teknikleri Etkili ve Güzel Konuşma Teknikleri İnsanın çevresindeki diğer insanlar ile iletişim kurmasını sağlayan en etkili beceri konuşmadır. Katıldıkları çeşitli etkinliklerde konuşma becerisini etkili kullanabilen insanlar her zaman ön plana çıkar. Etkili ve güzel konuşma ile aktarılmak istenen düşünceler ve duygular daha iyi aktarılır. İnsanlar üzerinde etki yaratan her konuşma, dinleyicisini önemseyerek hazırlık yapan bir konuşmacı tarafından yapılır. Bu konuşmaların başarılı olmasını, içeriğin iyi hazırlanmış olmasının yanında içerik ve içerik aktarımının uyumluluğu da sağlamaktadır. Konuşmada uyumun sağlanması güzel konuşma teknikleri uygulanması ile mümkün olmaktadır. Bu teknikler, konuşmanın dinleyiciler tarafından ilgi ile takip edilmesini sağlar. Böylece konuşmacının amaçladığı etki ve aktarım gerçekleştirilir. Konuşma sürdürülürken yapılan her hareket dinleyici grubunu etkiler ve dinamiği belirler. Konuşmada pozitif etki yaratabilmek için konuşmacı, konuşmanın öncesinde, konuşma devam ederken ve konuşma genelinde bu teknikleri uygular. Güzel konuşma teknikleri önceden bilindiği ve bu tekniklere göre hazırlanıldığı takdirde konuşma başarısı da hazırlanmış olacaktır. Konuşmanın türü ister karşılıklı, özel veya söyleşi şeklinde olsun ister topluluğun önünde yapılan bir konuşma olsun, etkili ve güzel bir konuşma gerçekleştirebilmek için belirli etkenleri tanımak gerekir. Bu etkenler konuşmanın temel ögelerini oluşturur. Bu ögeler mesaj, dinleyici ve konuşmacıdır. Güzel konuşma teknikleri bu temel ögeler dikkate alınarak etkili bir konuşma yapılmasına yardımcı olur. Dinleyiciye verilenKONEF GAZİANTEP
Gecikmiş Konuşma
Gecikmiş Konuşma Nedir ? Gecikmiş Konuşma Çocuğun konuşması yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Gecikmiş Konuşmaya Ne Yol Açar ? Çocuğun konuşmasının neden geciktiğini öğrenmek alınacak önlemler konusunda bir fikir verebilir. Zihinsel yetersizlik temel becerilerin gelişimini geciktirebilir, hatta engelleyebilir. Yarık damak, tavşan dudak gibi konuşma organlarında oluşan bir problem doğrudan dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir. Fiziksel yetersizlik, işitme kaybı ve görme özrü gibi bazı duyusal kayıplar, erken dil ve bilişsel gelişim için önemli olan deneyimleri engelleyebilir, bu durumda da çocuk çevrenin ve duyuların zengin kaynağından ve sonuç olarak bilgiden yoksun kalabilir. Uzun süreli hastalıklar ve çocuğun sık sık hastalanması da dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir. Eğer çocuğun çevresinde ilgisini çeken, dil ve konuşma gelişimini destekleyen bir ortam yoksa, gelişimi daha yavaş olabilir. Bu konudaki uyarıcıların yetersizliği, uyarım eksikliği konuşmada gecikmeye yol açabilir. Çocuklar yetişkinlerle ve yaşıtlarıyla birlikte oynamak isterler. Yetişkinler de çocukların bu özelliğini dikkate alarak onlarla oyun oynamaya, konuşmaya uygun ortamlar yaratmalıdırlar… Çocuğun ait olma, sevme ve sevilme, kabul edilme gibi gereksinimlerinin giderilmemiş olması duygusal yoksunluğa yol açabilir. İki dil konuşulan ev ortamı, baskıcı aile tutumları, düşük sosyoekonomik düzey gibi çevresel faktörler de dil ve konuşmaKONEF GAZİANTEP
İşitme azlığına bağlı konuşma bozuklukları
İŞİTME AZLIĞINA BAĞLI KONUŞMA BOZUKLUKLARI İşitme azlığına bağlı konuşma bozuklukları İşitme bozuklukları doğuştan ya da sonradan geçirilen hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İşitme bozukluğunun derecesi ve tipi çocuğun konuşma gelişimini farklı şekilde etkileyecektir. Aynı zamanda uygulanacak tedavi yöntemleri de buna bağlı olarak farklılaşacaktır. İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin konuşma gelişiminin o kadar sağlıklı olacağı unutulmamalıdır. Yani, işitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir. Aile çocuğun büyümesini ve gelişmesini dikkatli bir gözlemle takip ediyorsa, işitme kaybı erken dönemde teşhis edilebilir. Çocukların işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemek gerekmez. Yaşamın ilk günlerinde uygulanabilen oto akustik emisyon (OAE) ve BERA gibi testler ile yeni doğan bir bebeğin işitme engelini saptamak mümkündür. Doğduktan sonra en geç 6 ay içinde işitme engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp işitme ve konuşma eğitimi alan bebeklerin konuşma becerisi normal işiten yaşıtlarına benzer düzeyde gelişebilir. İşitme kaybı olan çocukların, işitme seviyesinin düzenli olarak kontrol edilmesi gereklidir. Kontrollerde yapılan işitme testleri ile çocuğun işitmesinde olabilecek değişiklikler tespit edilir. Çok sık orta kulak iltihabı ve kulakta sıvı birikimi gibi hastalıklar sonucunda oluşan hafif işitme azlıkları olan çocuklarda, konuşmaları ve sesleri duyup tepki verdiklerindenKONEF GAZİANTEP
Ergen ve yetişkinlerde kekemelik eğitimi
ERGEN VE YETİŞKİNLERDE KEKEMELİK EĞİTİMİ Ergen ve yetişkinlerde kekemelik eğitimi Kekemelik, konuşmanın akıcılığı ve ritmi ile ilgili bir iletişim bozukluğudur. Akıcı konuşmada ritim ve zamanlama büyük önem taşır. Hız, vurgulama ve doğru yerde duraklamalar açısından farklılıklar olsa da akıcı konuşmada sözcükler ve sözcük grupları kendiliğinden akar. Akıcılıkta ortaya çıkan bozukluklar, uygun olmayan duraklamalar, tekrarlar ve benzer problemler konuşmanın doğal akışını etkiler. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum “kekemelik” olarak adlandırılır. KONEF GAZİANTEP DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI Kişinin ne konuştuğundan çok nasıl konuştuğu dikkat çekmeye başlar. Konuşan kişi de dinleyenler gibi durumu fark ettiğinde, konuşma güçlüğüne korku ve endişe de eşlik eder. Bazı durumlarda belirgin yüz ve vücut hareketleri konuşma çabası ile birlikte görülebilir. Kekemelik toplumda yaygın bir konuşma bozukluğudur. Bir çok çocuk, ergen ve yetişkin, tanımadığı kişilerle konuşurken, kalabalık ortamlardayken, heyecanlandığında daha fazla artan kekemelikten muzdariptir, Bu nedenle kekemelik sorunu olan kişilerin çoğu sosyal etkinliklerden ya da çok konuşma gerektiren işlerden kaçınırlar. Her kekemelik bir diğerinden farklıdır. Seslerin, hecelerin, sözcüklerin ve cümlelerin tekrar edilmesi, sözcüklerin bitirilmeden bırakılması, sözcüklerde alışılmadık vurgulamaların ortaya çıkması gibi değişik şekilde kekemelikler vardır. Kekemeliğin sebebi Nedir? Kekemeliğin bir çok nedeni kesin değildir. Yapısal bir bozukluk, öğrenilmiş bir davranış,KONEF GAZİANTEP